TÖBDER, TÜMDER ve TÜTED tarafından düzenlenen Ekonomik Demokratik Haklar Yürüyüş ve Mitingi. 5 Şubat 1977, Ankara.

TÜTED’in tarihi teknik elemanların ekonomik demokratik hakları için verilen mücadelenin yanısıra anti demokratik baskı ve saldırılara karşı demokratik güçler arasındaki iş, eylem ve güçbirliklerinin de tarihidir.

En önemli iki teknik eleman örgütü olan TÜTED ve TMMOB, aralarındaki bazı görüş farklılıklarına karşın genelde iş ve güçbirliğini esas alan bir mücadele hattını benimsediler. TÜTED ve TMMOB, Teknikerler ve Yüksek Teknikerler Derneği başta olmak üzere başka teknik eleman örgütleriyle de birlikte teknik elemanların en geniş birliğini temsil eden Teknik Eleman Kurultayları düzenlediler. TÜTED bütün teknik elemanları bünyesinde barındıran bir örgüt olarak bu görevde öncü bir rol oynadı.

7-8 Haziran 1975 tarihinde yapılmış olan 2. Teknik Eleman KurultayıSendikal haklar mücadelesi, tekelci sermayenin egemenliğine karşı, anti faşist, anti emperyalist mücadele ile içiçedir” diyerek verilecek mücadelenin yönüne işaret etti.

TÜTED Haberler dergisi’nin Eylül-Ekim 1975 sayısında demokratik örgütler arasındaki işbirliği görevi konusunda şöyle yazıldı: ”Ülkemizde emekçi sınıf ve tabakaların vermekte olduğu bağımsızlık, demokrasi mücadelesi somut şartlarda demokratik güçlerin birlikte mücadelesini zorunlu kılmaktadır. Bugün tüm demokratik kuruluşların, ilerici yurtseverlerin üzerinde baskı ve anti-demokratik uygulamaların arttığı, faşizm özlemlerinin ve tırmanışlarının planlandığı bir ortamda yaşamaktayız. Demokratik kuruluşların teker teker bu uygulama ve tırmanışa karşı mücadele veremiyeceği gerçeği bizleri birlikte mücadeleye, demokratik güçlerin eylem birliğine yöneltmektedir.”

29 Kasım 1975 Cumartesi günü demok­ratik örgütlerin ortaklaşa düzenlediği, “sendikal hakların alınması ve sendikal mücadelenin önemini” vurgulayan bir forum yapıldı. Foruma TÜTED, TMMOB, DİSK, Tİ̂B, TÖB-DER, TÖD, TüS—DER katıldı.

Şubat 1976’da TÜTED Haberler dergisi, TÜTED Danışma Kurulu’nun (şube temsilcilerinden oluşan kurul) ”Teknik elemanların demokratik kitle örgütü olarak, temel işlevimiz olan kendi kitlemizin sorunlarından hareketle, bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi içinde olacağız. Teknik elemanlar olarak, en geniş bir şekilde antiemperyalist, antifaşist mücadelenin yanında yer almanın başka yolu yoktur” dediğini aktardı.

On demokratik kitle örgü­tünün düzenlemiş olduğu faşist baskıları ve kıyımları protesto miting ve yürüyüşü 13 Mart 1976 Cumartesi günü saat Ankara Tandoğan meydanında yapıldı. Mitinge 50 binin üze­rinde kişI katıldı.

Nisan 1976’da, TÜTED Haberler dergisi güçbirliğine ilişkin bazı konulara dikkat çekti: ”Güçbirliğinin ve birlikteliğin sağlam ve kalıcı kılınma­sı gerek… Bunun ön koşullarından birisi ve en önemlisi örgütle­rin birbirlerinin iç işleyişine karışmadan ve bu iç işleyişe saygı göstererek, ortaya çıkan sorunların çözülmesinin o ör­gütün kendisini ilgilendirdiğini bilerek davranabilmeleridir. ”

Haziran 1976’da da TÜTED Haberler dergisi yeniden iş ve güçbirliği sorununa değinerek şunları belirtti:

Görüldü ki; faşizme ve emperyalizme karşılıkta birleşenlerin, çalışanla­rın tüm sorunlarının kesin çözüme kavuşturulabilmesinin başta işçi sınıfı ol­mak üzere tüm emekçilerden yana bir iktidarın kurulması noktasından geçti­ğinde birleşenlerin yürünecek yol konusunda geneldeki farklı yaklaşımları de­mokratik kitle örgütlerinde de en azından farklı çalışma anlayışları, farklı ör­gütsel işlev anlayışları biçiminde yansımaktadır. Ama bu farklı yansımalara karşın yine görüldü ki; tüm ilericilerin, yurtseverlerin, demokratların bir de­mokratik kitle örgütünde birleşebilecekleri ilkeler vardır, birleşebilecekleri, doğru olarak kabul edebilecekleri bir çalışma biçimi vardır. Nedir bu ilkeler ve doğru çalışma biçimi:

– Vereceğimiz mücadelede kitlemizin somut sorunlarından onların de­mokratik, ekonomik taleplerinden kaynaklanacağız.

– Bunu yaparken sorunlarımızın çözüm yolunun siyasi çözümlerden soyutlanamayacağı bilincini kitlemize götüreceğiz.

– Kitlemizin ekonomik, demokratik haklarını alma mücadelesini ülke­mizde verilmekte olan demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinden soyutlama­yacağız ve tırmanan faşizmi geriletmenin yolunun kitlesel eylemlerden geç­tiğini bilerek kitlemizi daha geniş ölçeklerde, daha bir etkinlikle geneldeki ba­ğımsızlık ve demokrasi mücadelesine katacağız.

– Bizim sorunlarımızın da ancak bir parçası olduğu ülkemiz sorunları­nın nihai ve gerçek çözümünün işçi sınıfı hareketine ve onun ekseni etrafında verilmekte olan demokrasi ve bağımsızlık mücadelesine tabi olduğunu kitle­mizde bilince çıkaracağız. Vereceğimiz mücadele bu anlamda, başta işçi sını­fı olmak üzere ve onun ekseni etrafında tüm demokratik güçlerce verilmekte olan demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinin bütünselliği içinde yer alacaktır. Bu bütünlük içinde gündemimizdeki görev; tüm demokratik güçlerle omuz omuza, kazanılmış olan demokratik mevzileri savunmak, demokrasinin sınır­larını sonuna dek genişletmek olacaktır. Bunu yaparken de bu mücadelelerin, nihai hedefe yönelik bir aşama olarak demokratik hak ve özgürlüklerden yana, işçi sınıfından ve tüm emekçi halktan yana bir iktidarın kurulmasını gözetmek zorunda olduğunu akıldan çıkarmayacağız.

– Bu mücadelelerde örgütümüzün bir parti gibi davranmak durumunda olmadığını bileceğiz…”

3. Teknik Eleman Kurultayı’nda bir temenni kararı alınarak demokrasi mücadelesine yeni bir ivme yaratacak bir öneri de gündeme getirildi ve bir ”Çalışanlar Kurultayı” toplanması gerektiğini belirtildi ve çalışanların demokratik kit­le örgütlerinin örgütlü bir birlikteliğinin gerçekleştirilmesinin” olanaklarının araştırılmasını istendi.

TÜTED Yönetim Kurulu 4. Dönem Çalışma programında ”TÜTED, çalışanlar kurultayının gerçekleşmesi için kendi payına düşeni yapacak, bir program hazırlayarak demokratik kitle örgütlerine çağrı yapacaktır. Çalışanlar kurultayı düzenleme komitesi oluşturulması için çalışacaktır” denildi. (TÜTED Haberler Eylül 76, 41. Sayı)

TÖB-DER, TÜTED, TÜM-DER, Halkevleri, Çağdaş Hukukçular Derneği, Ankara Tabip Odası, TÜS – DER, TMMOB, TÜMAS, TUMÖD, TİB, İKD AKD, İGD’nin katıldıkları Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ne karşı ”DGM’ye Hayır Miting ve Yürüyüşü”, 27 Eylül 1976’da Ankara’da yapıldı. (TÜTED Haberler, Ekim 1976, 42. sayı)

2 Ekim 1976’da da Ankara Tabip Odası, Çağdaş Hukukçular Derneği, TÜM-DER, Halkevleri, TüS-DER, TÜTED ve TMMOB yöneticileri basına yaptıkları bir ortak açıklamada son gelişmelere ilişkin görüşlerini belirttiler.

16 Ekim günü İzmir’de yedi demokratik kuruluşun düzenlediği antidemokratik baskılar ve DGM konulu kapalı salon toplantısı çok sayıda öğretmen, memur, teknik eleman ve öğrenci topluluğu önünde başarılı bir şekilde yapıldı. İkibini aşkın kişinin izlediği toplantıya TÖB-DER, TÜTED, TÜM-DER, TMMOB ve Halkevleri başkanları birer konuşmayla katıldılar.

Demokrasi mücadelesi için bu ortak çalışmalar yapılırken, TÜTED yönetimi TMMOB’ye bağlı odaların kongrelerine katılım için de şu çağrıyı yapıyordu:

TÜTED üyesi bütün mühendis ve mimarlar, Oda kongrelerine katılmak, bütün ilericilerin, demokrasiden yana olanların katılımını örgütlemek, Oda yönetimlerini faşistlerin ele geçirme çabalarına karşı verilecek mücadelede en önde bulunmak zorundalar. TÜTED Yönetim Kurulu olarak, bütün şubelerimizi, bütün üyelerimizi, bu görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.” (TÜTED Haberler, Aralık 1976, 44. sayı)

Ocak 1977 tarihine gelindiğinde TÖB-DER, TÜM-DER ve TÜTED, altı ilde “EKONOMİK VE DEMOKRATİK HAKLAR” miting ve yürüyüşü düzenledi. Bu miting ve yürüyüşlerden ilki 22 Ocak tarihinde Denizli, Mersin ve Bursa’da, ikincisi 29 Ocak Cumartesi günü Diyarbakır ve Giresun’da, son miting ve yürüyüş ise 5 Şubat günü Ankara’da yapıldı.

Ankara’da yapılan mitinge yönelen bazı saldırıları bahane eden Ankara Valisi bu örgütleri geçici olarak kapattı. Örgütlerin kapatılmasına ilişkin olarak kendisi de daha sonra faşit saldırılarla yaşamını yitirecek olan değerli yazar Uğur Mumcu şöyle yazdı: “Cephe partilerinin liderleri yetmezmiş gibi, başımıza bir de Ankara Valisi Durmuş Yalçın çıktı. Durmuş Yalçın’ın işi gücü, dernek kapatmak, örgütlerin kapısına kilit asmak, bir de televizyon ekranlarına çıkıp ”bu dernekler illegal hale dönüşmüşlerdir” türün­den açıklamalar yapmaktır’…”(Uğur Mumcu, aktaran TÜTED Haberler, Mart 1977, 47. sayı )

15 demokrati̇k ki̇tle örgütünün genel başkanlari (ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ, TÜM-DER, TÜMÖD, TMMOB, TÖB-DER, TÜTED, PİM, İGD, TÜS-DER, TÜMAS, TİB, İKD, DGDF, HALKEVLERİ VE ANKARA TABİB ODASI) 18 ni̇san 1977 günü Ankara’da bi̇r basin toplantısı düzenleyerek örgütleri̇ni̇n genel seçi̇mler öncesi̇ndeki̇ ortak görüş ve talepleri̇ni̇ açıkladılar.

İstanbul’da 1 Mayıs Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs gösterileri de faşizme karşı demokratik iş ve güçbirliğinin en önemli zeminlerinden birisiydi. Teknik elemanlar 1 Mayıs’ta, sürdürdükleri ekonomik ve demokratik haklar mücadelesinin somut taleplerini de dile getiriyorlardı. 1 Mayıs 1977 günü yapılan yürüyüşte teknik elemanların taşıdığı pankartlarda, dövizlerde “SENDİKA HAKKIMIZ, SÖKE SÖKE ALIRIZ!”, İŞÇİ-MEMUR AYRIMI KALDIRILMALIDIR!”, “MEYAK’A SON!” “MEMURLARA SİYASAL HAKLAR VERİLMELİDİR!” yazıyordu. 1 Mayıs 1977 tarihinde gerçekleşen katliamının ardından TÜTED yönetimi, ”Burjuvazinin her türlü zulmü ve cinayeti, bütün işçiler ve emekçiler gibi teknik elemanları da yıldıramayacak. Türkiye teknik elemanları da bütün işçiler, emekçiler gibi gelecek 1 Mayıs’larda daha etkin , daha güçlü olarak yerlerini almaya kararlılar” (TÜTED Haberler, Mayıs 1977, 49. sayı)

15 Haziran 1977 tarihinde demokratik kitle örgütleri 5 Haziran Genel Seçimlerinin ardından kendisine yeni bir hükümet kurma görevi verilen Bülent Ecevit’e taleplerini bildirdiler. TÜTED’in de aralarında olduğu demokratik kitle örgütleri (TÖB-DER, TÜM-DER, DEV-GENÇ, TMMOB, TÜS-DER, KÖY-KOOP, HALKEVLERİ TÜMAS, TÜMÖD, TİB, AKD, TÜTED) seçim sonuçlarına ve yeni hükümet kurulması sorununa ilişkin görüşlerini açıkladılar.

1977 Eylül ayında TÜTED demokratik iş ve güçbirliğine ilişkin görüşlerini vurguladı: ”Zaman, siyasetleri ön plana çıkarmadan, harekete herhangi bir siyasetin illa kendi damgasını vurma endişesini ön plana çıkarmadan, faşizme ve emperyalizme karşı mücadelede ortak bir noktada, ortak bir program etrafında buluşma çabası ve endişesinin, duyarlılığının ön plana çıkarılacağı zamandır. Zaman, kitlede örgütlülüğün yaygınlaştırılacağı, tabanda somut talepler, somut hedefler etrafında birliğin sağlanacağı zamandır. Demokrasiden yana olduğunu söyleyen her örgüt, kuruluş ve kişinin acil görevi budur” (TÜTED Haberler, Eylül 1977, 51. sayı)

TÜM-DER Ankara Şubesinin düzenlediği “Devlet Dairelerinin Faşistleştirilmesine Son” paneli 3.12.1977 günü Makine Mühendisleri salonunda yapıldı.

TÜM-DER Genel Başkanı Erhan Tezgör’ün yönettiği panele TÜTED Genel Başkanı Aykut Göker, Çağdaş Hukukçular Demeği Genel Başkanı Niyazi Ağırnaslı, TÜMÖD Genel Başkanı Gencay Şaylan, TÖB-DER adına Ömer Aslan ve TMMOB’yi temsilen Bülent Tanık konuşmacı olarak katıldılar. (TÜTED Haberler, Aralık 1977, 53. sayı)

Demokratik kitle örgütlerinin zamlara, işsizliğe ve faşizme karşı mitingi 15 Ocak 1977 pazar günü yapıldı. TÜTED İstanbul Şubesinin de yığınsal olarak katıldığı yürüyüş 1 Mayıs Alanına kadar son derece disiplinli bir şekilde sürdü.

1977 yılının Mart ayı içinde, ”faşist mihrakların giriştiği kitle katliamlarını protesto etmek amacıyla, DlSK üyelerinin iki saat süreyle işi bırakacağı, DİSK Genel Başkanı tarafından kamuoyuna açıklandı. Ayrıca DİSK’in açıklamasında, faşist saldırganlıkların önlenmesi, faşist örgütlerin kapatılması için girişilen eylemin, bütün yurtsever ve de­mokratik kuruluşlar tarafından desteklenmesi doğrultu­sunda çağrı da yer aldı. DlSK’in çağrısı üzerine, TÜTED Genel Başkanının da aralarında bulunduğu demokratik kitle ve meslek örgüt başkanları ortak bir açıklama yapa­rak; DİSK’in ‘Faşizme İhtar’ eylem kararını ‘antifaşist ve antiemperyalist mücadele yolunda atılmış önemli bir adım’ olarak değerlendirdiler ve ‘üyelerimizin bu konu­ da üzerlerine düşen görevi yerine getireceğine inanıyoruz’ dediler.”(TÜTED Haberler, Mart Nisan 1977, 56. sayı)

1978 yılının sonlarına doğru TÜTED Haberler dergisi demokrasi için işbirliği konusunda şunları yazdı: ”Faşist tırmanışa karşı, demokratik kitle ve meslek ör­gütlerinin bugün en acil görevi örgüt bütünlüğünü yeniden tesis etmek, korumak ve bu bütünlük içinde tüm kitle ta­banlarını seferber edebilmektir. Hangi kesimden gelirse gelsin tüm likide edici tavırlar mahkum edilmelidir

Söz konusu acil görev, aynı zamanda örgüt İÇİ bir­lik kadar örgütler arası birliğin, eylembirliği ve güçbirliğinin sağlanmasını da içermektedir. Faşizmi geriletmenin, faşist tırmanışı durdurmanın yolu işçilerin, emekçilerin örgütlenmelerinden, örgütlü güçlerini faşizme karşı omuz omuza seferber edebilmelerinden geçmektedir. ”(TÜTED Haberler, Kasım 1978, 57. sayı)

1978 yılı ve sonrası artan planlı ve kanlı saldırılar nedeniyle, pek çok demokratik kitle örgütü için olduğu gibi, TÜTED için de kayıplarla dolu oldu. TÜTED Merkez yöneticisi akademisyen Dr. Necdet Bulut, TÜTED üyesi Hürcan Gürses, TÜTED üyesi İnşaat Mühendisi Kenan Öztürk, KöyKoop Adana Birliği Genel Müdürü Ziraat Mühendisi Akın Özdemir faşist saldırılar sonucu yaşamlarını yitirdiler.

1979 yılına gelindiğinde TÜTED Başkanı demokratik kitle örgütlerinin dayanışmasında bazı sorunlar ortaya çıktığını dile getirmeye başlamıştı: ” Ne var ki bugün demokratik kitle örgütlerinin büyük çoğunluğu giderek kitlesel güçlerini artırma yerine kaybetmek gibi ters bir sürecin içindeler. Hitap etmek durumunda oldukları kitlelerle olan bağları zayıflıyor, kitlelerden soyutlanıyorlar. Örgütü örgüt yapan evrensel ilkelere giderek yabancılaşıyorlar. Üyeleri arasındaki sınıfsal ve kitlesel dayanışma, tabanın söz ve karar sahibi olması, demokratik merkeziyetçi işleyiş, örgüt içi disiplin gibi en temel kurallar siyasi görüş ayrılıklarını ön plana çıkarmanın her ne pahasına olursa olsun o örgüte kendi siyasi damgasını vurabilmenin kısır didişmeleri arasında yok olup gidiyor. Yok olup giden bizim örgütlerimiz, işçilerin, emekçilerin örgütleri. Yok olup giden, hangi siyasi görüşte ollarsak olalım bizim demokratik mevzilerimiz.” (TÜTED Haber Bülteni, TÜTED Genel Başkanı Aykut Göker’in 19.5.1979 günü TMMOB Kongresinde yapmış olduğu konuşma)

30,9.1979 tarihinde ortak bir basın açıklaması yapan TÖB-DER, DİSK, TÜM-DER, TÜM-AS, TÜTED, TMMOB, TÖD, Türkiye Zir. Der., Köy-Koop temsilcileri adına TÖB-DER Genel Saymanı Abdullah Gülbudak 29 Eylül 1979 tarihinde Bursa’da yasal gereklilikler yerine getirilerek düzenlenen mitinge yapılan ve bir öğretmenin ölümü ve onlarcasının yaralanması, 300’e yakın öğretmenin de gözaltına alınması ile sonuçlanan saldırının kitle katliamına yönelik bir tertip olduğunu belirtti. (TÖB-DER Ajansı Basın Açıklaması)

21 Ekim 1979 tarihinde TÜTED Merkez Yürütme Kurulu, tüm örgüt birimlerine bir çağrı yaparak ”eylem birliğini oluşturma yönündeki çabaların önünü açmak üzere bulundukları bölgeler deki diğer demokratik kitle ve meslek örgütlerinin birimleriyle olan kardeşçe ve dostça ilişkilerini ve dayanışmalarını pekiştirmekle görevli” kıldı ve”tüm demokrasi güçlerinin Türkiye genelindeki eylem birliğinin oluşturulabilmesinin önündeki engellerin kaldırılmasına ve örgütler arası karşılıklı güvenin güçlendirilmesine katkıda bulunabilecek, ortak iş yapmaya yönelik sınırlı eylem birliklerine TÜTED’in fiilen katılmaya istekli olduğunu” açıkladı.

22 Ocak 1980 tarihine gelindiğinde baskılar o denli artmaya başlamıştı ki başta TÜTED Genel Başkanı Aykut Göker olmak üzere bazı TÜTED merkez ve Ankara şube yöneticileri gözaltına alındı. Aynı dairede bulunan ARKEOLOGLAR DERNEĞİ ve KİMYAGERLER DERNEĞİ de bu fırsattan yararlanarak kapatılmış oldu.

Demokratik kitle örgütleri üzerinde estirilen baskı ve terör yalnızca TÜTED ile sınırlı kalmadı elbette. Sırayla TÜS-DER, TÜM ZERBANK-DER, TÖB- DER, İKD, DEV-GENÇ, IGD, GENÇ-ÖNCÜ ve İLD sudan gerekçelerle kapatıldı ve çoğunun yöneticileri hapse atıldı.

MADEN-İŞ, BANKSEN ve BAYSEN yöneticileri tutuklandı.

Artık yavaş yavaş 12 Eylül askeri darbesinin yolları döşenmeye başlanmış, demokrasi yanlısı güçler üzerindeki baskı alabildiğine artmıştı. 12 Eylül askeri darbesiyle bütün demokratik kitle örgütü yöneticileri zindanlara doldurulacaktı.

Yazan: Neşet KOCABIYIKOĞLU, Haluk ORHUN